1 Ağustos 2009 Cumartesi

Yangın anında pencere ve kapılar

Hiç kimse arzu etmese de yangınlar her sene olmaktadır, fakat bunlar artık tümüyle binaların yokolduğu yangınlar değildir. Genelde küçük çaplı bir odayı geçmeyen yangınlardır. Bu durumda bina küçük bir onarım ile yeniden kullanılabilir, tabii zehirli gazlar her noktasına nüfuz etmedi ise. Aslında bir yangının zararı, yangından sonra oluşan ikincil tabir edilen zararlardır. Ahşap pencereler yanarlar, fakat diğer malzemelere kıyasla çok daha yavaş. 90 dakikanın üzerinde yanmaya direnirler ve statik mukavemetlerini muhafaza ederler. Yangın halinde ahşap sadece yüzeyde kömürleşir ve stabilite uzun süre korunur.

Plastik PencereÜstelik az miktarda gaz ve duman oluşumuna neden olur. PVC ise çok zehirli gazlar yayar ve stabilitesini kaybeder.
Çelik gibi anorganik malzemeler dahi yanmaz özellikte olmalarına rağmen yangın açısından önemli dezavantajlara sahiptir. Yapılarda karkas görevi gören çelik ısıyla birlikte fiziksel özellikleriri kaybeder ve üzerindeki yükleri taşıyamaz hale gelerek tüm yapının çökmesine sebep olur. Oysa ahşap ısıya karşı genleşmediği gibi yanma anına kadar ısı etkisiyle kurur ve mukavemeti artar.
Ahşap ancak sıcaklığı 330 ila 520 0C' ulaştığında kendiliğinden yanmaya başlar. Böylece yanan dış yüzey, ısıya karşı güçlü bir yalıtkan olan odun kömürüne dönüşür. Ahşabın kendisinin yanısıra kömürün de yüksek yalıtım özelliği nedeniyle ağaç bir parçanın iç kısımlarını yanma sıcaklığına getirmek oldukça zordur. Bu yüzden hepimizin bildiği gibi iri ahşap kütleleri şömine ya da mangalda yakmak zordur. Tüm bunlar yeterince kalın kesitlerdeki ahşabın yanma sürecini yavaşlatmaktadır.
Tüm bunlara rağmen ahşap tabii ki yanıcı bir malzemedir. Ancak yanma ürünlerini diğer yanıcı malzemelerle karşılaştırmak gerekir. Yanma sırasında su ve karbondioksit açığa çıkar ki bunlar da zehirli değildir. Ahşabın diğer yanıcılara göre önemli bir avantajı vardır. Bünyesinde % 8 - % 15 arası su vardır. Bir ton ahşabın tutuşabilmesi için, 80 kg - 150 kg suyun buharlaşması gerekmektedir. Ahşap bir kiriş, dört tarafından yakıldığında derinliğine doğru yanmanın hızı dakikada 0.50 mm.dir ve yanmayan kısmın ısısı hiç bir zaman 100 C ' nin üzerine çıkmaz. Bunun nedeni hem içindeki su, hem de ahşabın yüksek yalıtım değeridir. Dolayısıyla kalan kısım, uzun süre stabilitesini korur.
Üretiminde hiç bir katkı kullanılmayan ahşabın aksine, PVC'nin yanıcılığını azaltmak için, içerisine flor, klor ve brom eklenmektedir. 300 C ısıda 15 dk. sonra % 80 klor, hidroklor gazı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu gaz, yangın söndürme suyu veya havadaki su buharı ile kolaylıkla çözülür ve hidroklorik asit (tuzruhu) oluşur. Sadece 1 kg PVC'den 250 g.hidroklor bileşiği açığa çıkar. Bu asit, yangından sonra bile havadaki su buharı ile sürekli oluşmaya devam eder ve bir döngü oluşturur. Hidroklorik asit damlacıkları yangından sonra yere iner ve çevreyi tahribe başlar. Betonarme yapılarda çelik donatıya kadar nüfuz ederek korozyona neden olur. Çevredeki elektronik cihazlar dahil her türlü eşyada yangından aylar sonra bile korozyon görülür. Dumana maruz kalan kişilerde bu yüzden akciğer dokusunda ve gözlerde kalıcı tahribat oluşur.
PVC pencereler yandığında ortaya çıkan en büyük zehir ise ölümcül Dioksindir. Dioksin ve hidroklorik asit tarafından tahrip edilmiş bir ortamı eski haline getirebilmek imkansız gibidir. ABD'de yılda ortalama 1 milyon yangın, ortamda mevcut olan PVC ürünler nedeniyle Dioksin gazı oluşumuna yolaçmaktadır. Dioksin, 210 farklı poliklorik dibenzodioksit ve furanı simgeler. Bu çok zehirli maddeler PVC gibi klororganik maddelerin yanmasıyla ortaya çıkar. Dioksinler kansere, bağışıklık sistemi ve karaciğerde hasara neden olur ve kromozomlar üzerinde değişiklik yapar. Bu nedenle yangınlarda ölümlerin % 80'i duman zehirlenmesinden olmaktadır.


ABD Cevre Koruma Ajansı adlı resmi organın dioksin ile ilgili uyarılarına buradan ulaşabilirsiniz.


Az miktarda PVC'nin yanması bile bir odayı yoğun bir duman ile doldurur. Bu da kurbanların kaçış imkanlarını kısıtlar. PVC'nin yangındaki bu etkileri, sigorta şirketleri tarafından değerlendirilmektedir. Pek çok kuruluş konutlarda ve iş yerlerinde bu yüzden PVC'nin kullanılmaması gerektiğini bildirmektedirler. Ahşap pencere üretiminde hiç bir katkı kullanılmamaktadır. PVC bir klor ürünü olarak Greenpeace tabiriyle zehir mutfağından bir üründür.

PVC ürünlerin atık olarak yakılması ise ayrı bir çevre sorunudur. Bu tür durumları ortadan kaldırmak için gelişmiş ülkelerde ağır mevzuat bulunmaktadır.

İngiliz, Amerikan ve Uluslararası İtfaiye Birliklerinin, PVC'nin yangın riskleriyle ilgili uyarılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Modern ahşap pencere ve kapı üretiminde kullanılan malzemelerin hemen tümü yangın anında daha az risk üretecek şekilde seçiliyor.

Ahşap Pencere ve Kapı Montajı

-->
Bilindiği gibi ahşap pencere ve kapıların kaderini üretim kalitesi kadar montaj kalitesi de belirliyor. Yanlış monte edilmiş bir ahşap pencere ne kadar doğru da üretilmiş olsa müşteriyi kısa sürede mutsuz edecektir. Montaj da kullanılan bağlantı elemanlarının kalitesi de işçilik kadar önemlidir. Sektörün prestijli ürünlerinden Arbor ahşap pencere ve kapıları son derece titiz montaj talimatları doğrultusunda yerine monte ediliyor. Arbor montaj ekibi, ürünle kullanıcı arasında yıllarca sürecek olan bir dostluğa imza attıklarını bilincinde olarak, talimatlarda öngörülen tüm teknik gereklilikleri büyük bir hassasiyetle uyguyorlar.
Arbor ürünlerinde duvar ile kasa arasına yapıştırılan özel bir sızdırmazlık bandı kullanılıyor. Akrilat dispersiyonuna sahip yumuşak poliüretan köpükten yapılmış olan bu özel bant şişme özelliğinde dolayı doğrama ile kasa boşluğu arasını kapatarak hava ve su sızdırmazlığının yanında yalıtımı da sağlamış oluyor. Sızdırmazlık bandı klorlu bileşiklerden, FCKW ve halojenlerden arınmıştır. Sıcaklığa dayanıklılığı -30 C ile 100 C arasındadır. Yağış dayanıklılığı 10 yıldır.
Pencere Montaj

-->
Diğer pencere ve kapı üreticilerinin aksine Arbor'da, tüm aksesuarların yanısıra cam montajı da fabrika içerisinde yapılıyor. Ürün montaj yerine, bitmiş halde, ambalajında gönderiliyor. Ürün yerine takıldıktan sonra istenirse özel bir kaplamayla koruma altına alınıyor. Koruyucu kaplama, aynı mekandaki diğer tüm işler bittikten sonra kullanıcı tarafından kolaylıkla soyularak, uzun yıllar sürecek bir beraberlik başlamış oluyor.

ESKİ DOST GERİ Mİ DÖNÜYOR ?

Hani hep söylerler, hasrete iç çekerler ya. Nerde o aşı boyalı cumbalı evler, ahşap pencere önlerinde saksılar, karanfiller. Her şeyimiz sun'i leştikçe, sentetikleştikçe o eski günleri arar olmadık mı? Bir taraftan yeni yeni hastalık isimleri, öte yandan günden güne artan kanser haberleri.

Ahşap YapılarAma değişmeyen ne var ki ? Yetmişli yıllardan sonra yeni binalarda hep plastik pencereler kullanılmaya başlanmıştı. Daha sonra eski binaların eskimiş ahşap pencereleri plastiklerle değiştirildi. Bu böyle devam etti, bu günlere kadar plastik pencereler yayıldı, yayıldı. Artık en ücra köylerde kenar mahallelerde, gecekondularda kullanılır oldu. Ne var ki her modanın bir sonu olduğu gibi bu plastik pencere furyasının da galiba sonu gözüktü.

Şimdi o terkettiğimiz ahşap pencereler, ama çok daha net bir güzellikte villaları, konakları, rezidansların, lüks yapıların, tarihi eserlerin gözdesi olmaya başladı. Geçenlerde başbakan tarafından açılışı yapılan Akaretler’deki vakıf sıra evlerinin yeni halini görmedinizse bir gidip görün. Yine ordaki beş yıldızlı W otelinin tarihi binasını görün. Ahşap pencereler ne güzel olmuş. Nasıl da yakışmış. Bir de orada plastik pencere kullanıldığını düşünün. Düşünmesi bile çirkin değil mi ?

Şimdi bütün dünyada olduğu gibi bizde de sun'i malzemelerden kaçış başladı. Yeniden doğala dönüş başladı. Ahşap pencereler bir eski dost gibi yeniden evlerimizi süslemeye başlıyor.

Ülkemizde ahşap pencerenin yüzünü ağartan son yıllardaki en büyük yatırım Arbor Ahşap Yapı Ürünleri.

Bugünün Ahşap Pencereleri İçin Bugünün Camları

montaj -->
İki veya daha çok sayıda cam plakanın aralarında ortam basıncına uygun kuru hava veya gazları barındıracak şekilde fabrika şartlarında bir araya getirilmesiyle oluşan yalıtım camı ünitesi, iç ortamla dış ortam arasındaki ısı transferini geciktirerek yalıtım sağlamaktadır.
Isıcam® 4+16+4 standart ölçülerindedir. Düz cam, reflekte cam, ısı kontrol camları, Isıcam® kontrol kaplamalı cam, Isıcam® konfor, Isıcam® tam temperli cam, laminasyonlu cam, yangın camı, akustik gürültü kontrollü cam gibi özel seçenekler de modern ahşap pencerelerde kullanılmaktadır.
Ahşap pencerede sektör lideri olan Arbor ürünlerinde cam paketi altında havalandırma ve su tahliye kanalı mevcut. Cam çıtalarının cam paketinin yerleştirilmesinin ardından başsız çiviler yardımıyla sabitlenmesi ile vidasız, pürüzsüz çıta yüzeyi elde ediliyor.

-->
Arbor'da cam montajı fabrika dışına taşınamayacak kadar gelişmiş bir süreç içerdiğinden, diğer üreticilerin aksine pencere ve kapılar, fabrikadan camları takılmış olarak sevk ediliyor. 

11 Haziran 2009 Perşembe

PLASTİK PENCERE TARİHE Mİ KARIŞIYOR ?

Bazı Avrupa ülkelerinde kırk yıldır ülkemizde de hemen hemen bir o kadar süredir üretilmekte olan plastik pencerelerin artık sonu gelmek üzere. Dünyada da, ülkemizde de her geçen gün gelişerek artan çevre bilinci ve sağlık sorunları ve bu sorunlara olan duyarlılık bir dönemin daha kapanmak üzere olduğunun işaretini vermektedir.

Sağlıklarına önem veren ABD gibi, İngiltere gibi veya kuzey Avrupa ülkeleri gibi ülkeler bu konuya zaten başından beri hiç mi hiç itibar göstermediler. Suudi Arabistan gibi, körfez ülkeleri gibi zengin ülkeler de bu doğal olmayan malzemeden pek hoşlanmadıkları gibi sıcak iklim şartları da zaten plastik pencere kullanımına hiç izin vermedi. Özetle belki de bu konuya bizim kadar rağbet eden bir başka ülke olmadı.

Ne var ki polimer teknolojisinin ortaya çıkışı ve sentetik maddelerin üretilmeye başlamasından bu yana bütün dünyadaki plastik çılgınlığı insanoğlunu korkunç bir çevre sorunu ile burun buruna getirmiş oldu. Konumuz plastik pencereler olmakla beraber bu konuda elimizde yeterli veri olmaması nedeni ile plastik torbalar konusunda elde edilmiş bazı ilginç rakamları benzerliğinden dolayı gözler önüne sermek gerek. Amerikan Doğayı Koruma Kuruluşlarının araştırmalarına göre; dünyada yılda beş yüz milyar ila bir trilyon arası plastik torba kullanılmaktadır.(National Geographic News Sept. 2, 2003) Bu torbaların geri dönüştürülen miktarı sadece % 1 dir. (Christian Science Monitor News Paper) O halde bunca torba nereye gidiyor ? 1975 te yapılan bir araştırmaya göre okyanuslarda dolaşan gemiler yılda yaklaşık 3 700 000 Kg plastik torbayı denizlere boşaltıyorlar. (2008 de miktar
ne olabilir?) Halen dünya yüzeyi bir plastik çöplüğüne dönmemişse bunun nedeni deniz diplerinin giderek bir çöplüğe dönüşüyor olmasındandır. Bugün Kuzey Kutbundaki Spitzbergen yakınlarından güneyde Falkland adalarına kadar deniz yüzeyinde sık sık plastik torbalara rastlanmaktadır.(British Antartic Survey) Işık ve ısı plastiklerde kimyasal çözülmelere neden olur. Zamanla parçalanmalar devam ederek daha küçük ve daha zehirli petro-polimer partiküllere dönüşür. Bunlarda sulara, toprağa karışır. Sonuçta bu mikroskopik partiküller besin zincirine girer, işte o zaman doğal yaşam tamı tamına tehlikeye girmiştir. (World Wildlife Fund Report 2005) San Francisco plastik torba kullanımını yasaklayan ilk şehir, yakında bunu Boston ve Oakland takip edecek. Bangladeş ve Ruanda’da yasaklandı. Çin’de ve İrlanda’da ağır vergilerle hemen hemen kullanılmaz hale getirildi. Hindistan, İsrail, Kanada gibi birçok ülkede yasaklama konusunda çalışmalar var.

Plastik pencerelere gelince bunlar henüz denizlere veya topraklara dökülmedi ama bunlardaki tehlikenin boyutu daha farklı. Plastik pencereler kimyasal ismi Poli Vinil Klorür (PVC) olan bir plastik türünden yapılmaktadır. Bir petrol türevi olan Vinil Klorürün polimerleşmesiyle meydana gelen bu PVC plastikler de ısıyla ve ışıkla bozuluma uğrar, ancak bu hemen gözle görülüp farkında olunacak bir olay değildir. Gayet yavaş ve sinsi şekilde seyreden bir olaydır.

PVC, çevreye en zararlı plastik türüdür. PVC üretimi 60 larda başladı ve çok hızlı bir artış gösterdi. Endüstriyel Klor' la üretilen diğer bir kısım ürünlerin (PBC, CFC ve klorlu solventler) yasaklanması veya kısıtlanmasına rağmen bugün dünyadaki toplam klor üretiminin % 30 unu kullanan PVC’ye henüz bir kısıtlama gelmiş değil ancak yakında geleceği muhakkak. Çünkü bu plastik, üretiminden başlayan yaşam döngüsünün (LCA) her evresinde çevreye zararlı olmaktadır. En başta Dioxin denen bir zehirli kimyasalın dünyadaki en büyük kaynağıdır. Dioxin PVC nin üretimi sırasında, PVC den mamul her şeyin üretimi sırasında ve kullanımında havaya salınmaktadır. Dahası var PVC eşyanın üretiminde PVC ile birlikte birtakım zehirli katkılar da kullanılmaktadır. Bunlar, plastikleştiriciler (Plasticisers), sağlamlaşması için darbe artırıcı katkılar, ısı ve ışık dayanımını artırmak için (Stabilizör olarak) kanserojen olduğu tespit edilmiş olan Kadmiyum Baryum, Kurşun, çinko, ve kalay esaslı ağır metal tuzları, işleme kolaylığı için kaydırıcılar, toksik pigmentler gibi bir sürü ikincil zehirli kimyasallardır. En çok kullanılan plastikleştirici ftalat (DEHP) kanserojen olduğundan şüphe edilen bir kimyasaldır. Zaten Dioxin tek başına çevreye salınan kimyasalların en zehirli olanıdır. PVC den çıkan Dioxinler bugün bütün çevrede yaygın bir şekilde bulunmakta ve hatta gıda zincirine bile girmiş durumda dır. TCDD Dioksinler grubunun en öldürücü olanıdır ve şimdiye kadar insanoğlunun ürettiği en zehirli bileşiktir. Bina ve otomobil yangınlarında en sık rastlanan ölüm şekli bu zehirli dumanların solunumundan meydana gelmektedir. Bu gerçek, birçok itfaiye raporlarında yer almaktadır

Plastik pencere üreticisinin bizzat kendisinin kullananlara pencerenin koku yaptığı ve sık sık havalandırılması gerektiğini bildirmesi bile bu malzemenin sağlık konusunda nasıl bir madde olduğunu göstermektedir. Plastik pencerelerin yapıldığı plastik olan PVC 'nin böyle şaibeli oluşu çevreye duyarlılığı daha fazla olan batı toplumlarında tamamen gözden düşmesine sebep olmuş bizde ise yeni yeni bilinmeye başlanmıştır. Bu da halkın plastik pencerelerden soğumasına ve uzaklaşmasına yol açmaktadır. Plastik pencere üretimi artık düşüşe geçmiştir.

Bir diğer etmen de her şeyde olduğu gibi moda konusudur..Kırk yıla yakın bir zamandır kullanımda olan plastik pencerelerin artık modası da geçmek üzeredir. İlk başta lüks gibi görünen plastik pencereler şimdi gece kondu evlerinin tamamında kullanılmaktadır. İnşaat standardının yükseldiği sadece İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde değil, birçok Anadolu kentinde, hele turistik yörelerde milyon dolarlarla satılan lüks inşaatlarda ayağa düşen plastik pencerelerin kullanımı artık ayıp olmaktadır. Üstelik bizde de hızlı bir şekilde doğallığa ve tekrar ahşap gibi doğal malzemelerin kullanımına dönüş başlamıştır. Bu da, bariz bir şekilde plastik pencerelerin sonunun geldiğine işarettir.Ahşap pencere üretimi yapan arbor ürünleri için tıklayınız...

Plastik pencerelerin yeniden yükselen rakibi ahşapla ilgili son yıllarda ülkemizde de ciddi birkaç yatırım yapıldı. Artık PVC pencerelerdeki çift açılım, kayar, katlanır vb tüm mekanik imkanları daha fazlasıyla ahşap pencerelerde bulmak mümkün.

Tüm Zamanların Yapı Malzemesi: Ahşap

Bir evi sadece ahşap kullanarak baştan sona inşa etmek mümkündür. Yapılarda kullanılan diğer hiç bir malzeme böylesine geniş bir kullanım imkanı sunmaz. Güncel araştırmalara göre Almanya'da ev inşa edenlerin % 40'ından fazlası, İskandinavya'da ise yaklaşık % 85'i ahşabı tercih etmektedir. Almanya'da ahşabın mimari malzeme olarak payı 1991 ile 2002 yılları arasında iki kat artış göstermiştir.

Çünkü ahşap sağlıklıdır: Ahşap toz çekmez, mekandaki rutubeti emip, salarak bir tür nem düzenleyici görevi görür. Ahşap ısının transferini engelleyen, havayla dolu hücreleri sayesinde alternatifi olan malzemelerden daha yüksek ısı yalıtımı sağlar. Ahşabın ısı iletkenliği 0,13 W/mK gibi çok düşük değerlerde seyreder. Bu nedenle, kibritlerin, mekanik aksam donanımının saplarının, tavanların ve duvar süslemelerinin yapımında ahşap kullanılır. Ahşabın belirgin ısısı ise oldukça yüksektir. Bu bir kilogramlık ahşabın ısısının artırılması ve azaltılması için çok fazla enerjiye ihtiyaç duyulması anlamına gelir. Ahşap, taşlardan ve betonlardan neredeyse iki kat daha fazla ısı enerjisine; benzer bir şekilde, çeliği ısıtmak ve soğutmak için kullanılan ısı enerjisinin üç katına ihtiyaç duyar.

Çünkü ahşap ekonomiktir: İnşaat malzemesi olarak ahşabın ömrü 80 ila 100 yıl olarak öngörülmekle birlikte ortaçağdan kalan birçok ahşap bina bu sürelerin çok üzerine çıkılabildiğini göstermektedir. Ahşabın sık sık bakım gerektirdiğine dair önyargılar, insanların ahşabın dış yüzeyini boyayarak kapatmaları gerektiğini düşündükleri zamanlara aittir.

-->
Kaynak: Reha GÜNAY, Geleneksel ahşap yapılar ve çözüm yolları, 2002, İstanbul
-->
Ahşap Yapılar
Son yıllarda ahşabın doğal haliyle pencere ve kapı malzemesi olarak kullanımı yeniden önem kazanmıştır. Diğer bir deyişle masif ahşap pencere ve masif ahşap kapı günümüzde yeniden mimarların gözdesi durumuna gelmiştir. Ülkemizde de lamine ahşap kullanarak pencere ve kapı üreten modern fabrikalar bulunmaktadır. 

Arbor’dan Akıl Karı Ahşap Pencere ve Kapılar


-->Ahşap pencere ve kapılar, bilhassa endüstriyel şekilde üretilenleri yüksek stabiliteye sahiptir. Zorlanmalara ve yüksek ısılara dirençlidir.
PVC pencerelerin çelik profil ile desteklenmesi gerekmektedir. PVC malzeme sürekli baskı altında kalırsa şekil değiştirmeye meyleder. İçindeki çelik profil köşelerden dolaşmadığı için, bazı olumsuz durumlarda kanat şekil değiştirebilir. Bunun sonucunda kanat kötü açılır ve kapanır. Deforme olmuş kanadın düzeltilmesi ise imkansızdır.
İyi yalıtım değerine sahip olmayan malzemelerin daha çok enerji kaybına neden olacağı aşikardır. Ağaç, selülozik, gözenekli bir madde olması ve metallerde olduğu gibi enerjinin bir molekülden diğerine geçmesi için gerekli serbest elektronların azlığı sebebiyle sıcaklığı en az ileten malzemelerdendir. Tartışmasız şekilde ahşap PVC'den daha iyi yalıtım değerine (ortalama termal iletkenliği 0,13 W/mK) sahiptir. Alüminyum'da bu değer 5.9 W/mK iken PVC'de 0.8 W/mK dolaylarındadır. Ahşabın ev gereçlerinin saplarında kullanılma sebebi de işte bu düşük ısı iletim özelliğinden dolayıdır.
-->
İskandinavya'da müstakil evlerin % 85'inin ahşap kullanılarak yapılması, ahşabın olumsuz doğa koşullarına karşı nasıl koyabileceğini en iyi gösteren örnektir. Ahşap hafif bir malzeme olmasına rağmen, kuvveti oldukça yüksektir. Örneğin ahşabın gerilme kuvveti 0.6 N/cm3 ve özgül ağırlığı 100 N/mm2, çeliğin gerilme kuvveti ise 7.89 N/cm3 ve özgül ağırlığı 500 N/mm2'dir. Gerilme kuvveti özgül ağırlığa bölündüğünde bize malzemenin kırılma uzunluğunu ve kalitesini verir. Ahşabın gerilme kuvvetinin özgül ağırlığına oranı 166 N.cm3/g.mm2 iken çelikte aynı oran 63 N.cm3/g.mm2 gibi çok daha düşük bir değerdedir. Bu durum kendi ağırlığı ile asılması sonucunda malzemenin kırılma uzunluğu anlamına gelmektedir. Çeliğin kırılma uzunluğu yapılarda kullanıldığında 5.4 km. krom mobil çeliği 6.8 km. sertleştirilmiş kavisli çelik 17.5 km. ladin ağacının kırılma uzunluğu 19.8 km. ve kayın ağacı ise 28.3 km.'dir. Bu açıdan lamine ahşaplar kimi çeliklere göre 5,5 kata varan üstünlüğe sahiptirler. Bu tür özellikleri nedeniyle ahşap çoğunlukla sağlık merkezlerinde ve spor salonlarında kullanılmaktadır.
Sese karşı davranışı açısından ahşap oldukça karmaşık bir malzemedir. Ses iletim hızı metallere yakın olan ahşap şaşırtıcı oranda ses emilim özelliği gösterir. Böylece akseden sesleri ve gürültüyü emer. Konser salonlarındaki yaygın kullanımı da bu yüzdendir.

Ahşap yanma sıcaklıklarına ulaşıncaya dek fiziksel dayanıklılığından önemli bir şey kaybetmez. Alternatifi olan yapay malzemelerse maruz kaldıkları sıcaklığa bağlı olarak zayıflar ve yumuşar. Ahşap ile alternatiflerinin yangın durumunda ortaya çıkan farkları ilgili bölümde ayrıca yer almaktadır.
Ahşap doğru şekilde bakıldığı takdirde havadaki zararlı maddelerden etkilenmez, aluminyum giydirmeliler ise daha da yüksek koruma sağlar. Oysa PVC zamanla dış etkilerden tahribata uğrar, rengi solar ve yüzeyi gevrekleşir.
Ahşap pencere ve kapılar mimarların bir numaralı malzemesi olmuştur, çünkü mevcut cepheye her türlü şekilde uyum sağlar ve onunla bütünleşir.
-->
Türkiye’de de artık ahşabı tüm bu avantajlarıyla kullanan modern bir pencere ve kapı üreticisi var. İstanbul Silivri’de 20.000 m2 alanda üretim yapan Arbor ürünleri şimdiden evlerimize giriyor.

14 Mayıs 2009 Perşembe

Ahşap ve Ekoloji

-->
“Ahşap toksik kimyasallarla değil, su, güneş, toprak ve havayla üretilir... “
Ahşap kendiliğinden çoğalan tek yapı malzemesidir. Ahşap kullanılırsa Dünya'da miktarı sınırlı hammaddeler tüketilmemiş olur. Ahşap güneş enerjisi ile çoğalır. Ağaç büyürken, sera gazlarından karbondioksiti kendi bünyesine katarak, bu gazın atmosferdeki miktarını azaltır. Ağaçlar 1 ton tomruk üretimi için fotosentez yoluyla yaklaşık 1,9 ton karbondioksit emip, oksijen üretir ve 500 kg karbon stoklarlar. Her yıl 1 hektar orman havada asılı duran 50 ton tozu ortadan kaldırmaktadır. Orman zeminleri özellikle yamaçlarda ağaç kökleri tarafından erozyona karşı tutulmaktadır.
Ağaç
-->
Diğer yapı malzemelerine nazaran ahşabın hazırlanması ve işlenmesi de minimum enerji tüketimi ile gerçekleşir. Örneğin 3 m uzunlukta çelik bir profilin üretimi 561 kWsaat enerjiye malolurken bu rakam ahşap bir profil için sadece 60 kWsaattir. Ayrıca ahşap pencereler sadece su kullanılarak temizlenebilirler.Ormanlar, CO2'yi oduna çevirerek yok ederken, 'atıkgaz' olarak saf oksijen üretirler. Bu, diğer proseslerin tam tersidir. Ahşap ancak tekrar yandığında CO2 açığa çıkar ki, bu sırada da elektrik veya ısı enerjisi üretilmiş olur. Oysa PVC'nin geri dönüşümü, bunun için gerekli tesislerin azlığı ve uzaklığından ötürü zor ve maliyetlidir.
Ağaca dayalı endüstrilerin çevrenin yanısıra yöresel ekonomilere de büyük katkısı vardır. Almanya'da ağaç işleri sektörü otomotiv sektöründen daha fazla istihdam yaratmakta, elektronikten daha fazla ciro sağlamaktadır. Almanya'da yalnız ahşap doğrama sanayiinde yaklaşık 20,000 kişi istihdam edilmekte, yılda 2,9 milyon ahşap pencere üretimiyle toplam pencere ihtiyacının önemli kısmı ahşap olarak karşılanmaktadır.
Ağacın işlenmesi neredeyse sıfır atığa yolaçar. Tüm yan ürünler ve fireler diğer kullanım alanları için kıymetli hammadde görevi görürler. Örneğin ülkemizde ahşap pencere ve kapı üretiminde lider pozisyonda olan Arbor'da tüm fire ve talaşlar işletmenin ısı ihtiyacını karşılamakta kullanılmaktadır. Ahşap, doğal döngünün bir parçasıdır ve sorunsuz şekilde yok edilir veya yeniden değerlendirilir. Arbor'da ahşap doğramalar su bazlı ve çevreci boyalarla boyandığından, bu boyalar da doğada kolaylıkla yok olurlar. PVC ve yongalevha atıklarının yokedilmesi ise büyük bir çevre problemidir.
Çevre Kirliliği
-->
Ahşap ürünlerin kullanımı ile ilgili yaygın bir tereddüt bu ürünlerin üretimi için kesilen ağaçlara dayanmaktadır. Gerçekten de dünyada kullanılan ağaçların bir kısmı tehdit altındaki ormanlara dayanırken bir kısmı da ekonomik mantıkla yönetilen ormanların ürünüdür.
Arbor ürünlerinde kullanılan ağaç türlerinin tümü ikinci tür ormancılığın sonucu... Bu ağaçların kullanımı üretici ülkelerin devlet politikalarınca desteklenmektedir.
Örneğin Almanya'da 200 yıldır ormanlar sürdürülebilirlik ilkesine, yani kullanılan maksimum ağaç miktarı kadar ağacın yetiştirilmesi ölçütüne göre yönetilmektedir. 1992 yılında ise Birleşmiş Milletler, Rio de Janeiro'daki Yeryüzü Zirvesi'yle, sürdürülebilir orman yönetimini küresel bir zorunluluk olarak ortaya koymuştur. Bir ormanın yaklaşık 40 yaşını geçmesiyle birlikte kerestelik ağaçlar elde edilebilir hale gelir. Çünkü bu yaştan sonra ağacın büyüme hızı neredeyse durur. Ağaçlar, büyüme esnasında karbondioksiti oksijene çevirdikleri için, doğaya en faydalı olanlar, büyüyen genç ağaçlardır. Bu yüzden, olgun ağaçların kesimi ve yeni fidanların dikimine dayanan bir yetiştirme doğa için daha faydalıdır. Almanya'da atalarının 100 yıl veya daha öncesinde oluşturduğu ormanları kullanan iki milyonun üzerinde orman sahibi bir tür nesiller arası dayanışmayla çalışırlar.
ağaç çeşitleri
-->
Yapay ürünlerin tüketimi bunların üretimini ayakta tuttuğu gibi, orman ürünlerinin tüketimi de bu tür ormanları ayakta tutmaktadır. Bu durumda bilinçli üretilen ahşabın tüketimi ormancılığı desteklemekte, çevrenin korunmasına yardımcı olmaktadır.


-->
Tüm bu nedenlerle, hiçbir ülkede tehdit altındaki türlerin dışında ahşap kullanımını sınırlayan kanunlar yoktur. Oysa Almanya'da yasalar, PVC kullanımına 256 farklı kanun ile, yasak veya güçlü sınırlamalar getirmektedir.